Yetişkin terapisi, psikolojik, duygusal, davranışsal ve ilişki işlevlerindeki sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir tedavi şeklidir.
Her danışanın deneyimleri, değerleri ve yaşadığı zorluklar birbirinden farklı olduğundan terapi de kişinin ihtiyaçlarına ve hedeflerine özel uyarlanarak daha kişiselleştirilmiş ve etkili bir tedavi yaklaşımı benimsenmektedir. Bu danışan merkezli tedavi metodu, danışanın tedavisinde aktif olarak dahil olduğu ve terapi yönünde de söz sahibi olduğu bir yaklaşımdır. Bilişsel Davranışçı, Mindfulness (Farkındalık), EMDR, Psikodinamik, Gestalt ve Şema terapi gibi psikoterapi ekolleri uygulanmaktadır.
Genel olarak yetişkin terapisinin amacı, bireylerin semptomlarıyla başa çıkma stratejileri geliştirmelerinde, duygularını düzenlemelerinde ve olumsuz düşünce kalıplarıyla mücadele etmelerinde yardımcı olmayı hedefler. Bunların yanında, sosyal ilişkilerini geliştirmelerini, kişisel farkındalıklarının artmasını, bireylerin yararsız davranışlarını değiştirmelerini ve daha uyumlu düşünme ve davranış biçimleri geliştirmelerini de sağlar.
Yetişkin terapisinde hizmet verilen alanlar şunlardır;
Kaygı Bozuklukları
Kaygı bozuklukları, aşırı veya sürekli tekrarlayan endişe ve/veya korku duygularıyla karakterize edilen bir grup zihinsel sağlık durumudur. Bu duygular bunaltıcı olabilir ve günlük aktivitelere, ilişkilere ve işe müdahale edebilir. Kaygı bozukluklarının çeşitli türleri vardır, bunlar:
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB): Günlük olaylarla ilgili aşırı kaygı ve kontrol edilemeyen endişeyi içerir. Buna sıklıkla huzursuzluk, yorgunluk, kas gerginliği, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik ve uyku bozukluğu (uykuya dalma veya uykuyu sürdürmede zorluk veya huzursuz, tatmin edici olmayan uyku) gibi semptomlar örnek verilebilir.
- Panik Bozukluğu: Panik bozukluğu, tekrarlayan panik ataklarıyla karakterize edilebilir. Birkaç dakika içinde doruğa ulaşan ani, yoğun ve her durumda ortaya çıkabilen bu ataklar bireyin kontrolü kaybetme korkusuyla da ilişkilidir. Çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler de eşlik edebilir.
- Panik Atak: Panik atak her üç kişiden birinin hayatında bir ya da daha fazla deneyimlediği bir durumdur. Çarpıntı, terleme, titreme, titreme, nefes darlığı, boğulma hissi, göğüs ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi/bayılma hissi, derealizasyon (gerçek dışılık hissi), depersonalizasyon (kendinden uzaklaşma), parestezi (ciltte hissedilen uyuşma veya karıncalanma), üşüme/ateş basması, ölüm korkusu, delirme korkusu, kontrolü kaybetme korkusu belirtileri arasındadır.
- Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB): Sosyal fobi olarak da bilinen SKB, sosyal durumlardan ve başkaları tarafından incelenmekten duyulan yoğun korkuyu içerir. Bu kişiler utanmaktan veya aşağılanmaktan korkabilir ve bunun sonucunda sosyal durumlardan kaçınabilirler.
Spesifik Fobiler: Yükseklik, örümcek veya uçma gibi belirli bir nesne veya duruma karşı sürekli olarak tetiklenen belirgin ve orantısız korku ile karakterize edilebilir. Belirli fobileri olan bu kişiler, korktukları nesneden kaçınmak için büyük çaba harcayabilirler ya da yoğun kaygıyla bu duruma katlanırlar.
- Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): OKB, tekrarlayan davranışlara veya zihinsel eylemlere (kompülsiyonlar) yol açan istenmeyen ve müdahaleci düşünceleri (takıntılar) içerir. Bu davranışlar kaygıyı azaltmak veya korkulan bir sonucu önlemek için yapılır.
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Bu, aşırı derecede tehdit edici travmatik bir olaya maruz kalmanın ardından veya tanık olduktan sonra gelişebilir. Belirtiler arasında tekrarlayan bir şekilde geçmişe dönüşler, kabuslar, şiddetli kaygı ve olayla ilgili kontrol edilemeyen düşünceler yer alabilir. Bunlar, kişinin kaçınmaya çalıştığı ve aşırı tetikte olduğu durumlardır.
- Sağlık Anksiyetesi (Hipokondriyazis): Kişinin hasta olduğundan veya hastalanacağından endişe ederek bu konu üzerine çok fazla zaman harcaması ve bunun hayatını ele geçirmeye başlamasıdır. Kişinin bedensel semptomlarını ve tıbbi/sağlıkla ilgili bilgileri yanlış yorumlaması, sürekli güvence arayışı içinde olması ve bu kaygılı meşguliyetin bir semptomdan/hastalıktan diğerine geçebildiği bir durumdur.
- Beden Dismorfik Bozukluğu (BDB): Kişinin görünümünde algıladığı ve genellikle başkaları tarafından fark edilmeyen kusurlar veya zihninin kusurlarla meşgul olmasıyla karakterize edilen bir durumdur. Bu algılanan kusurlar vücudun herhangi bir bölümünü kapsayabilir ancak en yaygın olarak cilt, saç, burun, göğüs veya mide üzerinde yoğunlaşır. Bireyler endişelerine yanıt olarak aşırı bakım yapma, güvence arama veya görünüşlerini başkalarıyla karşılaştırma gibi tekrarlayan davranışlara veya zihinsel eylemlere sıklıkla girişirler.
Kaygı bozuklukları kişinin normal rutinine, iş hayatına ve sosyal faaliyetlerine önemli ölçüde zarar verebilmektedir. Bunlar, kişilerde değersizlik ve yetersizlik hissini gün günden arttıran ciddi problemlerdir ve bu nedenle uzman bir psikologdan destek almak oldukça önemlidir.
Duygu Durum Bozuklukları
- Depresyon: Depresyon, kişinin nasıl hissettiğini, nasıl düşündüğünü ve nasıl davrandığını olumsuz yönde etkileyen yaygın ve ciddi bir duygudurum bozukluğudur. Sürekli üzgün hissetme, bir zamanlar keyif alınan aktivitelere olan ilginin kaybolması, uyku problemleri, iştah kaybı veya artışı gibi çeşitli duygusal ve fiziksel sorunlara yol açabilir.
- Bipolar Bozukluk: Duygusal yükselişler (aniden çok mutlu olma, enerjik hissetme, uykuya ihtiyaç duymama) ve inişler (depresyon) içeren aşırı ruh hali değişimleriyle karakterize edilen bir zihinsel sağlık problemidir. Bu ruh hali değişimleri yoğun olabilir ve kişinin enerji düzeyini, net düşünme yeteneğini ve davranışını etkileyebilir.
- Dürtüsellik ve Öfke Kontrol Sorunları: Bu kişilerde sık sık öfke patlamaları ve yaşanılan olaylara gösterilen orantısız sinirlilik hali gözlemlenmektedir.
Bağımlılıklar
- Sigara Bağımlılığı: Nikotinin fiziksel bağımlılığa neden olabileceği gibi psikolojik bağımlılığa da yol açarak bireylerin sigarayı bırakmasını zorlaştırabilmekte ve bu da sağlıklarını olumsuz şekilde etkilemektedir.
- Sosyal Medya Bağımlılığı: Sosyal medya kullanım bozukluğu, sosyal medya platformlarının aşırı ve dürtüsel kullanımı ile karakterize edilen davranışsal bir bağımlılıktır. Bu bağımlılığın bireyin ruh sağlığı, ilişkileri ve günlük işleyişi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
- Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani): Dürtüsel olarak herhangi bir ihtiyaç olmaksızın kişinin tekrarlayan satın alma davranışlarıdır.
- Madde Kullanım Bozukluğu: Uyuşturucu bağımlılığı veya madde bağımlılığı olarak da bilinen madde kullanım bozukluğu, olumsuz sonuçlarına rağmen kişinin maddeleri dürtüsel kullanımıyla karakterize edilen bir durumdur. İstenilen etkiyi elde etmek için daha büyük miktarlar alınmasını gerektiren maddeye karşı artan tolerans, maddeyi kullanmadığında yoksunluk belirtileri ve madde kullanımını azaltmaya veya kontrol etmeye yönelik başarısız girişimler belirtilerine örnek verilebilir.
Yeme Bozuklukları
- Anoreksiya Nervoza: Tüm psikolojik bozukluklar arasında en yüksek ölüm oranına sahiptir. Kilo alma konusunda aşırı korku duyarlar ve bedenlerinin görünümünden memnun olmama hali ile karakterizedir. Anoreksiya hastası kişiler gıda alımını ciddi şekilde kısıtlayabilir ve bu da vücut ağırlığının önemli ölçüde azalmasına neden olabilir. Anoreksiya, ciddi fiziksel ve psikolojik problemlere yol açabilecek ciddi bir yeme bozukluğu türüdür.
- Bulumia Nervoza: Aşırı yeme ve ardından kilo almayı önlemek için telafi edici davranışlarla karakterize bir yeme bozukluğudur. Bu davranışlar, kendi kendine kusmayı, müshillerin, diüretiklerin (idrar söktürücüler) veya diğer ilaçların yanlış kullanımını, sağlıklı olmayan rutinler halinde oruç tutmayı veya aşırı egzersizi içerebilir.
- Tıkanırcasına Yeme (Binge Eating) Bozukluğu: Tıkınırcasına yeme bozukluğu, kişinin kısa bir süre içinde büyük miktarda yiyecek tüketmesi ve yemek yemeleri üzerinde kontrol eksikliği hissettiği, tekrarlayan tıkınırcasına yeme ataklarıyla karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bulimia nervozadan farklı olarak bu bireyler kilo almayı önlemek için kusma veya aşırı egzersiz gibi telafi edici davranışlarda bulunmazlar.
Psikotik Bozukluklar
- Şizofreni en çok rastlanan psikotik bozukluktur ve bunun birçok türleri bulunmaktadır. Psikotik bozukluklar, gerçeklikle temasın kaybıyla karakterize edilirler. Bu kişiler, halüsinasyonlar, sanrılar, düşünce bozukluğu, duygusal açıdan tepki eksikliği, bilişsel zorluklar, konuşmada zayıflık, motivasyon eksikliği, kendini ihmal etme ve kaba davranışlar gibi günlük yaşamdaki işlevselliklerini önemli ölçüde bozabilecek diğer belirtilerle karşılaşabilirler. Bununla birlikte ani duygu durum değişikleri de bu kişilerde gözlemlenebilir. Kişiler kendisinde veya bir başkasında bu belirtileri gözlemliyorsa ilaçla birlikte psikolojik destek almak en etkili tedavi sonuçları oluşturmaktadır.
Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB):
- Sıklıkla çocuklarla ilişkilidir, ancak bazı bireylerde yetişkinliğe kadar devam edebilir. Yetişkinlerde DEHB, günlük işleyişi ve yaşam kalitesini etkileyebilecek sürekli dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik kalıplarıyla karakterizedir.
Yetişkinlerde DEHB belirtileri şunları içerebilir:
- Odaklanma veya konsantre olma zorluğu
- Detaylara dikkat etmekte güçlük çekme
- Dağınık düşünceler ve unutkanlık
- Düşünmeden hareket etmek veya başkalarını rahatsız etmek gibi dürtüsellik
- Huzursuzluk ve hareketsiz oturmakta zorluk
- Kötü zaman yönetimi ve görevleri tamamlamada zorluk
- Duygusal dengesizlik ve ruh hali değişimleri
- Görevleri planlama, önceliklendirme ve organize etme gibi yürütücü işlevlerde bozukluk
Hizmet Verilen Terapiler
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Bilişsel Davranışçı Terapi, Dr. Aaron T. Beck tarafından geliştirilen, üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılan ve etkinliği kanıtlamış bir tedavi türüdür. BDT, “hayatınıza anlam veren olayları nasıl yorumladığınızdır” anlayışıyla bireylerin olumsuz veya yararsız düşünce kalıplarını ve davranışlarını tanımlamasına ve bunları değiştirmesine yardımcı olmaya odaklanan, yaygın olarak kullanılan bir psikoterapi şeklidir. BDT düşüncelerimizin, duygularımızın ve davranışlarımızın birbirine bağlı olduğu ve bu yönlerden birini değiştirerek diğerlerini etkileyebileceğimiz fikrine dayanmaktadır.
Depresyon, kaygı bozuklukları, fobiler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve yeme bozukluklarının yanında psikotik rahatsızlıklar ve diğer duygudurum bozukluklarını da tedavi etmek için kullanılır.
Tedavinin en güçlü yönlerinden biri, bireylerin günlük yaşamlarında kullanabilecekleri pratik becerileri öğretmeye odaklanmasıdır. Bireylerin tedavilerinde aktif rol almalarını, düşünce ve davranışlarında kalıcı değişiklikler yapmalarını sağlayan, işbirliğine dayalı ve hedef odaklı bir terapidir.
- Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Terapisi:
Farkındalık Temelli Stres Azaltma, Dr. Jon Kabat-Zinn tarafından geliştirilen bir tekniktir. Sonrasında birçok sağlık problemlerinin tedavisini kapsayacak şekilde gelişmiştir. Bunlar arasında anksiyete, depresyon, yeme bozuklukları, cilt hastalıkları, kanser, kronik ağrı, bağışıklık bozuklukları, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıklar yer alır. Fiziksel, psikosomatik ve psikiyatrik bozukluklarla ilişkili acıyı hafifletmek için farkındalık meditasyonunu kullanır.
Farkındalık, yargılamadan, açıklık ve kabullenme tutumuyla şimdiki ana odaklanmayı içeren bir uygulamadır. Farkındalık terapisi duygu ve düşüncelerin ortaya çıkmasına ve gitmesine izin vermeyi öğretir. Kişi bu duygulara yargılamadan, net ve daha sakin bir ruh haliyle yaklaşabilir. Terapide bireylerin düşüncelerinin, duygularının ve bedensel duyumlarının daha fazla farkına varmalarına ve onlarla daha şefkatli ve tepkisiz bir ilişki geliştirmelerine yardımcı olmak için farkındalık teknikleri kullanılır.
Ayrıca bilişsel-davranışçı terapi gibi diğer terapi biçimlerine entegre edilebilir.
Farkındalık terapisinde kullanılan bazı yaygın teknikler şunlardır:
- Nefese odaklanma: Nefes alıp verirken odaklanmayı ve zihnin bedene daveti için nefesi kullanır.
- Bedene odaklanma: Vücudun farklı bölgelerine sistematik olarak odaklanarak, bedenle ilişkili her türlü duyum, duygu veya düşüncenin farkında olmaya teşvik eder.
- Dikkatli Hareket: Yavaş ve hafif hareketlerle vücudun hareketlerinin odaklanarak farkında olmayı içerir.
- Dikkatli Yeme: Yiyeceğin tadı, dokusu ve duyumları da dahil olmak üzere yeme deneyimine tüm dikkatin verilmesini içerir.
- Oturma Meditasyonu: Sessizce oturarak dikkati şimdiki ana odaklamayı, genellikle nefese veya meditasyonun belirli bir nesnesine odaklanmayı içerir.
Farkındalık terapisi, bireylerin deneyimlerine ilişkin daha fazla farkındalık ve kabul ile birlikte yaşamlarında sakinlik ve denge duygusunu geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
- EMDR Terapisi
Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilen genellikle bir dizi seansla uygulanan, yapılandırılmış ve tedavide başarı oranı oldukça yüksek olan bir psikoterapi şeklidir. Öncelikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi travma yaşamış kişileri tedavi etmek için kullanılır, ancak diğer zihinsel sağlık durumlarını ve sorunlarını ele almak için de kullanılabilir. Ayrıca bu terapi, travma yaşayan kişilere kapsamlı bakım sağlamak amacıyla sıklıkla diğer terapi biçimleri ve tedavi yöntemleriyle birlikte kullanılır.
EMDR, travmatik deneyimlerin kişi tarafından sürekli ve tekrar tekrar yaşanması ve kişinin bunlarla mücadele ederken benimsediği işlevsiz davranışları değiştirmeyi amaçlar. Bunun yanında, kişinin hikayesinde eksik olan parçaların tamamlanmasını sağlayarak kişinin kendisi hakkındaki olumsuz inançları, öfke, depresyon ve kaygı belirtilerini iyileştirmeyi de hedeflemektedir.
- Psikodinamik Terapi
Psikodinamik terapi, kişinin mevcut davranışında ortaya çıkan bilinçdışı süreçlere odaklanır. Bu terapinin amacı, danışanın kişisel farkındalığını ve geçmişin mevcut davranış üzerindeki etkisinin anlaşılmasıdır. Kişinin bilinçdışı süreçleri, savunma mekanizmaları, erken çocukluk deneyimleri, içsel çatışmaların ve kimlik karmaşası çözümlenmesi gibi birçok hedefi vardır.
- Gestalt Terapi
Fritz Perls tarafından geliştirilen Gestalt terapisi, bireylerin eylemlerinin ve seçimlerinin sorumluluğunu almalarına, şimdiki andaki düşünce, duygu ve davranışlarının daha fazla farkına varmalarına ve terapist-danışan ilişkisinin terapinin merkezi olduğunu vurgulayan deneyimsel bir psikoterapi şeklidir.
Sıklıkla kaygı, depresyon, ilişki sorunları ve kişisel gelişim gibi çeşitli sorunları tedavi etmek için kullanılır.
- Şema Terapi
Dr. Jeffrey Young tarafından geliştirilen ve diğer terapi biçimleriyle yeterince ele alınamayan kişilik bozukluklarının ve depresyon gibi kronik psikolojik sorunların tedavisi için geliştirilmiştir.
Şema terapisinin temel kavramları şunları içerir:
- Şemalar: Kişinin çocukluk döneminde gelişen ve derinlere yerleşmiş düşünce, inanç ve davranış kalıplarıdır.
- Modlar: Bireylerin günlük hayatlarında yaşadıkları duygusal durumlarla başa çıkma tepkileridir. Savunmasız çocuk modu, cezalandırıcı ebeveyn modu ve bağımsız koruyucu mod gibi birkaç farklı şema modunu tanımlar.
- Davranışsal Değişim: Uyumsuz şemaların, modların farkına varmak ve bunların yeniden daha sağlıklı ve olumlu yapılandırmasını sağlar.
Genel olarak şema terapinin amacı, bireylerin daha büyük bir öz-farkındalık duygusu geliştirmelerinde, duygusal düzenleme ve kişilerarası ilişkilerinde işlevsellik kazanmalarına yardımcı olarak yaşam kalitelerini ve refahlarını arttırmaktır.