Altı Tür Depresyon Belirlendi!
Depresyonu olan birçok o kişi doğru şekilde teşhis edilmiyor. Teşhis konan hastalarda da %30’unun semptomlarının birden fazla tedavi yöntemi denendikten sonra bile iyileşmemesiyle sonuçlanıyor. Stanford Üniversitesi depresyon tanısı olan yaklaşık 5 kişiden 1’inin çoğu doğru şekilde teşhis edilmiyor ve deneme yanılma yoluyla tedavi görüyor olduklarını belirtiyor. Bu pahalı, uzun süren ve etkisiz tedaviler, hasta için zararlı olabilir. Şimdi, bilim insanları, depresyonun her alt türüne uygun tedavilerle eşleştirerek bu durumu değiştirmeyi amaçlıyor.
Stanford üniversitesindeki araştırmacılar, beyin görüntüleme yoluyla altı depresyon alt tipini belirleyerek kişiye özel tedavi seçeneklerini ortaya koyuyor. Bu çığır açıcı gelişmeyle, hastaların beyin aktivite kalıplarına göre en etkili terapilerle eşleştirerek tedavi sonuçlarını iyileştirebilir. Ve gelecekte, depresyonda en iyi tedaviyi belirlemek için hızlı bir beyin taraması yapılabilir.
Serotonin hipotezi
Depresyonun serotonin aktivitesinin veya konsantrasyonlarının düşmesinden kaynaklandığı hipotezi artık desteklenmemektedir. Serotoninin, depresyon üzerinde bir etkisi var ancak temel sebebi değil. Bu nedenle, antidepresanların, depresyon belirtileri olan her hastada tedavi yöntemi olarak kullanılması soru işareti oluşturmaktadır.
Eğer serotonin depresyona neden olmuyorsa, bu durumla yaşayan yüz milyonlarca insanın depresif belirtileri neden kaynaklanıyor olabilir?
- Nöroplasti: Nöron bağlantılarındaki kalite, sayısı ve türüyle ilgili problemler olabilir ve bu depresyon semptomlarını açıklamaya yardımcı olabilir.
- İnflamasyon/iltihaplanma: Bağışıklığın düşmesinin ve enflamasyonun, depresyon belirtilerinin oluşumunda bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir.
- Bağırsak-Beyin Bağlantısı: Bağırsak mikrobiyotasındaki bozukluk, beyin fonksiyonlarını da kötü etkileyebileceğinden depresyon belirtilerinin gelişmesine sebep olabilir. Ayrıca, yapılan son araştırmalarda, serotoninin beyine kıyasla bağırsaklarda neredeyse üç katı daha fazla bulunduğu da belirtiliyor.
- Hormonal Değişiklikler: Östrojen, insülin, kortizol hormonlarının seviyelerindeki dengesizlikler depresyon riskini artırmaktadır. Örneğin, majör depresyon yaşayan bireylerin daha önce stresli bir olay yaşama olasılığı neredeyse 3 kat daha fazla olduğu belirtilmektedir, bu da yüksek kortizol seviyesinden kaynaklanmaktadır.
Depresyonun 6 Alt Türü
Depresyon teşhisi konan kişilerin yaklaşık %30’unun semptomlarının tedaviyi aldıktan sonra bile düzelmemesiyle karşılaşılıyor. Ayrıca, tedavi sonrası antidepresanları bırakan kişilerin %15’i yoksunluk belirtileriyle karşılaşıyor.
Depresyonun alt tiplerini bilmek, sonuçsuz kalan tedavileri danışanlara uygun olanlarla değiştirmek ve tedavilerde maksimum etki oluşturmak için oldukça önemli. Beyin yapıları arasındaki devrelerde bir bozukluk veya iltihaplanma varsa bu, bir kişinin dikkat süresini, çalışma hafızasını, bilişsel esnekliğini, planlamasını, karar vermesini, düşünmesini, motivasyonunu ve pozitif ve negatif duygularla ilişkili hormonlarını etkiliyor.
“Dinlenme halinde ve belirli görevler sırasında beyin işlevini ölçerek, depresyonun altı ana beyin devresinde altı belirli işlev bozukluğu örüntüsünden oluştuğunu gösterdik” diyor.
- Varsayılan mod devresi, bir birey zihnin dolaşması ve iç gözlem gibi içsel zihinsel süreçlerle meşgul olduğunda aktif hale gelir. Bu devre bozulduğunda, bu içsel zihinsel süreçler de etkilenir.
- Önem devresi, hem içimizde hem de dışımızda önemli duygusal uyaranlara odaklanmamıza yardımcı olur. Bu devre bozulduğunda, kaygının fiziksel semptomlarına ve bunaltıcı bir duyusal deneyime yol açabilir.
- Ödül devresi olarak da bilinen olumlu keyif devresi, zevk, ödüller, sosyal, motivasyon ve bir amaç duygusu için yaşamak çok önemlidir. Bu devredeki kesintiler duygusal uyuşukluk ve zevki deneyimlemek için artan çaba ile ilişkilidir.
- Negatif etki devresi, tehditler ve üzüntü gibi olumsuz duygusal uyaranları işlemek ve bunlara yanıt vermek için kritik öneme sahiptir. Bozulduğunda, olumsuz duygulara verilen tepkiler daha yoğun ve uzun süreli hale gelebilir.
- Dikkat devresi, dikkati ve konsantrasyonu sürdürmede rol oynar. Bozulduğunda, dikkat süreçleri etkilenir ve kişinin odaklanma yeteneği azalır.
- Bilişsel kontrol devresi, çalışma belleği ve planlama gibi yönetici işlevlerin yanı sıra düşünceleri ve eylemleri kontrol etmeyi destekler. Bozulduğunda, karar vermeyi ve önceden planlamayı zorlaştırabilir.
Sonuç olarak, beyin görüntüleme yoluyla, depresyonun alt çeşitlerine göre özel tedavileri belirleyerek depresyon tedavisi daha etkili ve verimli hale gelebilir.