Skip to main content

Borderline/Sınırda Kişilik Bozukluğu, duygu düzensizliği, öz kimlik ve sosyal ilişkilerle ilgili sorunlar, dürtüsel davranışlar ve düzensiz öz algı ile tanımlanan ciddi ve kalıcı bir zihinsel bozukluktur. Bu psikolojik rahatsızlığın ortaya çıkmasında hem biyolojik hem de çevresel faktörler rol oynayabilir. Borderline kişilik bozukluğunda kendine zarar verici davranışlar yaygındır ve intihar olasılığı %10’dur. Diyalektik Davranışçı Terapi (DDT), Dr Linehan tarafından özellikle borderline kişilik bozukluğu olan kişiler için oluşturulmuştur. Çeşitli bilişsel davranışçı terapi ve farkındalık uygulamalarını birleştiren kapsamlı ve yapılandırılmış bir tedavi yöntemidir. Amacı da hastanın zorlu duygularını anlamasına ve kabul etmesine yardımcı olmaktır. 

İlk olarak, borderline kişilik bozukluğu olan hastalar, bu rahatsızlığın semptomları, duygu ve dürtü düzenlemesiyle ilgili genetik hassasiyete sahip olabilirler. Borderline kişilik bozukluğunun ortaya çıkması, amigdala ve prefrontal korteks gibi beyin yapısı ve işlevindeki anormallikler gibi nörobiyolojik unsurlardan da etkilenebilir. Ancak borderline kişilik bozukluğunun başlangıcının hem biyolojik hem de çevresel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Borderline, erken travma, ihmal, fiziksel ve cinsel istismar gibi faktörlerle ilişkilendirilmiştir. Bu gibi travmatik olaylara maruz kalmış bir çocuğun, duygularını düzenleme, kimlik geliştirme ve olumlu sosyal etkileşimler kurma yeteneği zarar görebilir ve bu da ileride borderline kişilik bozukluğu geliştirme olasılığını artırabilmektedir. Ancak çocukluk çağı travmasının türü, şiddeti ve süresi borderline kişilik bozukluğunun gelişiminde ve semptomların şiddetinin ortaya çıkmasında önemli olabilir. Çocuklukta fiziksel veya cinsel istismara maruz kalan hastaların yüksek düzeyde dissosiyasyona (hafıza, farkındalık, kimlik veya algıda kesintiler veya bozulmalar) sahip olma olasılıkları daha yüksektir. Dolayısıyla bu biyolojik, sosyal ve çevresel faktörler sadece borderline kişilik bozukluğunun gelişimine katkıda bulunmakla kalmayıp aynı zamanda bu rahatsızlığın klinik seyrini de etkileyebilmektedir.

Diyalektik Davranışçı Terapi (DDT), borderline kişilik bozukluğu için en başarılı psikoterapi yöntemidir. Hastalara duygularını düzenleme, sıkıntıyı tolere etme ve sosyal ilişkilerini geliştirme becerilerini öğretmeyi vurgular. DBT bireysel ve/veya grup formatında kullanılabilir. Birçok araştırma, DBT’nin, duygu düzenlemeyi, kişilerarası işlevselliği, yaşam kalitesini ve hastaların tedavi planına katılımını iyileştirmede ve ayrıca kişinin kendine zarar veren davranışlarını azaltmada daha etkili olduğunu göstermiştir. Ancak borderline kişilik bozukluğu için erken müdahale kritik öneme sahiptir. 

DDT, hastalardan ve terapistlerden tedaviye güçlü bir bağlılık ister ve bu da hastaların tedaviye uyum sağlamasını, devam etmesini ve tedavi sonuçlarının olumlu sonuçlanmasını önemli ölçüde etkiler. Ek olarak, borderline kişilik bozukluğu olan kişiler için olumlu bağlantılar, aile ve arkadaşlardan gelen destek de çok önemlidir; bu, kişinin anlaşıldığını ve daha az yalnız hissetmesini sağlayabilir.

Özetle, bu psikolojik rahatsızlık, duygusal ve ilişkisel dengesizlikle karakterize edilir. Diyalektik davranış terapisi, bireysel terapi, beceri eğitimi, telefon koçluğu ve terapist desteğinin bir kombinasyonu aracılığıyla borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin ihtiyaçlarını karşılayan kapsamlı bir tedavi sunar.