Skip to main content

Aile içi şiddetin çocuklar üzerinde derin ve kalıcı etkileri vardır ve onların duygusal ve davranışsal gelişimlerini önemli ölçüde etkiler. Aile içi şiddete maruz kalan çocuklar sıklıkla saldırgan davranışlara ilk elden tanık olurlar. Bu nedenle çocuklar vurma, tekmeleme gibi davranışlarıyla bir nevi ebeveynlerini taklit ederler. Ailede çocuğa yönelik şiddet kardeşten kardeşe şiddet, aile içi şiddet ve çocuğa bedensel ceza üzerinden örneklendirilebilir. 

Bu şiddet türlerine maruz kalmak, yüksek stresli bir ortam yaratır ve bu da çocuğun duygularını düzenleme becerisini baskılayabilir. Bu artan uyarılma durumu, dürtüsel ve agresif tepkilerle birlikte ileride stresi yönetememe ve kaygı bozuklarıyla kendini gösterebilir. Çocuklar, duygularını yönetmenin daha sağlıklı yollarını öğrenemedikleri için genellikle bu duyguları saldırganlık yoluyla ifade ederek öfke ve üzüntüleriyle başa çıkmaya çalışırlar.

Yakın partner şiddetinin çocukluk saldırganlığı üzerindeki etkisi, son yıllarda önemli ölçüde dikkate alınan bir konudur. Pek çok çocuk daha erken yaşlarda saldırgan davranışlar sergilemekte, öfkesini kontrol edememe, yıkıcı ve şiddet içeren davranışlar, aile içi şiddete maruz kalma nedeniyle yapılan eylemler olarak görülebilir. Bu onların eylemlerini hem şimdiki zamanda hem de gelecekte olumsuz yönde şekillendiren önemli faktörlerdir. 

Belirtiler Nelerdir?

  • Agresif davranışların modellenmesi ve normalleştirilmesi
  • Stres ve öfke yönetiminde zorluk yaşama
  • Ebeveyn-çocuk arasında güvensiz bağlanma
  • Akranlarla ilişkilerde güvensizlik geliştirme
  • Arkadaşlık kurmakta ve sürdürmekte zorluk yaşama
  • İzolasyon
  • Sorun çözme becerilerinin eksikliği
  • Artan korku ve çaresizlik 
  • Travmatik olayları tekrar yaşamamak için fiziksel veya sözlü saldırganlıklarla kendini savunmaya çalışma
  • Akademik sorunlar
  • Kaygı, depresyon ve davranış bozuklukları

Ebeveynler Arası Şiddetin Çocukların Saldırganlığına Etkisi

Bir partnerin diğer partnere fiziksel, psikolojik şiddete uğraması ve tehdit edilmesi çocukların kendi ilişkilerinde de uyumsuzluk riskini artırır. Çocukların davranışlarında saldırganlık yaratan stres veya depresyon gibi belirtilerin içselleştirilme riskini artırmakla birlikte aile içinde düşmanca ve saldırgan etkileşimlere neden olur ve bu da onların yetişkinlikteki saldırgan davranışlar gösterme olasılığını artırır. Erken yaştaki çocuklar ve ergenlerde ebeveynler arası şiddetten olumsuz etkilenmektedir. Bu aslında, çatışmalarda şiddet içeren davranışları tepki olarak göstermenin kabul edilebilir ve tartışmaları, kavgaları çözmenin normal bir yolu olduğunu düşüneceklerinden kaynaklanır.

Çocuğa Yönelik Şiddetin Çocukların Saldırganlığına Etkisi

Çocuğa yönelik şiddet, çocukların saldırgan davranışları üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir ve aile içi şiddetlerden biri de kardeşler arasındadır. Çocuklar saldırganlığı öğrendiği için kardeşler arasında saldırganlık ve şiddet açısından yüksek risk oluşturur. Ebeveynler tarafından görülen şiddeti, çocuklar erken yaşta kardeş ilişkilerinde kullanmaya başlarlar. 

Ayrıca, bazı ebeveynler çocuklarını disipline etmek veya cezalandırmak için bedensel cezayı kullanırlar ve bu çocuklara yönelik fiziksel saldırganlık vurma veya tokat atma gibi bedensel cezalandırmalar, çocukların saldırgan davranışlarıyla önemli ölçüde ilişkilidir. Çocuklar bunu çığlık atarak, bağırarak, evde veya okulda itaatsiz davranışlarda bulunarak, sosyal çevrelerindeki insanlarla kavga ederek, fiziksel saldırıda ve tehditlerde bulunarak, ailesine veya diğer çocuklara ait eşyaları atarak öfkelerini dışarı vurmaya çalışırlar.

Aile içi şiddete maruz kalmaktan kaynaklanan saldırgan davranışların çocuklar açısından uzun vadeli sonuçlara sebep olmaktadır. Çünkü bu sorunlar çözülmediği takdirde ergenlik ve yetişkinlik döneminde de devam edebilmektedir.

Uzman desteği aile içi sorunların çözülmesinde ve çocuklar için daha güvenli bir ev ortamı oluşmasında konusunda yardımcı olabilir. Aile içi şiddetin çocukluk saldırganlığı üzerindeki etkisini anlamak, uygun müdahaleleri uygulayarak bu etkileri azaltmak ve etkilenen çocukların daha sağlıklı gelişimini desteklemek mümkündür.