Skip to main content

Çok uzun süre çok fazla düşünen biri misiniz?

Her ayrıntıyı tekrar tekrar gözden geçirmek için saatler harcıyor musunuz?

Zihninizin gereksiz birbiriyle yarışan düşüncelerle dolduğunu ve sonrasında işlerinizin de yarım kaldığını mı fark ediyorsunuz?

Bu durum başta düşünce boyutunda takıntı veya bir diğer adıyla obsesyon (OKB; obsesif kompulsif bozukluk) gibi dursada temelde DEHB (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) olma ihtimali yüksektir. Aşırı düşünmenin gelişmesine DEHB neden olmuş olabilir, özellikle çocukluk çağında fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen DEHB, ileride kendisini genellikle eş zamanlı bir problemle yani OKB ile gösterebilir. Ancak bilinmelidir ki sadece OKB tedavi edilir ve ana problem DEHB tedavi edilmezse, bireyler istedikleri iyileşmeye hiçbir zaman ulaşamayacaklardır. Bu nedenle, bu blogda DEHB’nun gelecekte nasıl aşırı düşünen bireyler oluşturabileceğini ele alacağım.

Beyindeki (ön lob) yönetici işlevlerden biri olan engelleyici kontrol, bireylerin dürtülerini, davranışlarını ve nasıl konuştuklarını kontrol eden bölümdür. DEHB belirtileri olan bireylerde en yaygın olan problemler dikkatlerinin kolay dağılması ve dürtülerini kontrol edememeleridir. Bunlar beynin engelleyici kontrol işlevini yeterince yerine getirememesinden kaynaklanmaktadır. 

Bu durum sadece davranışların kontrolünü bozmakla kalmıyor aynı zamanda düşünce yapılarını da bozuyor ve ele alınmadığı takdirde de takıntılı düşünceler artarak kişilerin günlük hayatını mahvetmeye başlayabilir.

DEBH ve Duygu Düzenleme

DEBH belirtileri olan bireylerin beyni diğer insanlardan daha hızlı çalıştığı için kendilerini daha fazla tekrar eden düşünce döngülerinin içinde bulurlar. Genellikle aşırı düşünmenin büyük bir kısmı geçmiş olaylar hakkında olur, bir olay sırasında farklı davranmış olmayı veya söylemiş olmayı dileyebilirler. Bu durumdaki bireylerin utanç, hayal kırıklığı ve pişmanlıkla özgüvenleri de sarsıldığı için daha kaygılı ve depresif hissetmeye başlayabilirler.

Uzun süren olumsuz düşüncelerle sürekli kendilerine saldırdıkları için daha fazla kötü anıları hatırlamalarına sebep olur. Bu durum enerjilerini de fazlasıyla tükettiğinden sonrasında pozitif şeyleri düşünmek onlara hem zor hem de yorucu gelir. Her seferinde kendilerine daha fazla eleştirel ve küçümseyerek yaklaştıklarından buna benzer bir durumu bir daha yaşamamak için kendilerini diğer insanlardan soyutlamaya başlarlar. Çünkü birbiri ardınca devam eden bu olumsuz düşünceler onların geleceklerine yönelik de olumsuz bakma eğilimlerini artırdığından hayatlarının geri kalanında bir daha mutlu olamayacaklarını düşünerek umutsuz hissederler. Bu durum sürekli olumsuz duyguları yoğun bir şekilde deneyimlemelerine ve duygu düzenlemeyle mücadele etmelerine sebep olabilir. Uzun süre devam eden olumsuz düşünceler ve duygular, beynin kimyasal dengesini de bozduğu için depresyon, kaygı ve stres daha da belirginleşir. Böylelikle DEHB sebebiyle başlayan obsesif aşırı düşünceler şimdi yanına ek olarak depresyon ve kaygıyı da getirmiş olur. Bu nedenle tedavi edilmesi elzemdir.