Skip to main content

Kaygı bozuklukları çocuklarda ve ergenlerde en yaygın psikolojik problemlerdendir. Değersizlik hissi, düşük özsaygı, konsantrasyon ve motivasyon güçlükleri, kaygı bozukluğu olan çocuklarda sık görülen belirtilerdendir. Araştırmalara göre, bazı çocuklar kaygılı bir mizaçla doğuyorlar. Yaklaşık 6 milyon ergen kaygı bozukluklarına sahip ve kızların kaygı belirtilerini gösterme olasılığı erkeklerden daha fazla olduğu bulunmuştur. 

Kaygı bozukluğu, çocukların gelişim süreçleri, okul performansları, aile ve akran ilişkileri açısından hem kendileri hem de aileleri için zorlayıcı olmaktadır. Çocuklukta görülen kaygı belirtileri erken tedavi edilmezse, yaşları ilerledikçe durumları kronikleşebilir. Bu nedenle, erken müdahale edilmesi büyük önem taşımaktadır.  

Çocukların erkenden kaygı ile nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri, kaygı belirtilerinin gittikçe azalmasını, bir daha tekrarlasa da kaygının eskisi gibi üzerlerinde güç sahibi olmadığını ve onunla mücadele edebileceğini kolaylaştıracaktır. 

Çocuğunuz kaygılı olduğunda ona nasıl yardım edebilirsiniz?

Örneğin, çocuğunuz kalabalık bir ortamda endişelendiği için o ortamdan koşarak uzaklaşmak isteyebilir. Bir sunum yapması gerekiyor veya sınava girmesi gerekiyor ama öncesinde yoğun mide bulantısı, çarpıntı veya titreme hissediyor olabilir. 

Çocuklar kaygılı olduklarında genellikle bedensel tepki verirler. Öfke nöbetleri geçirebilir, agresif davranışlar sergileyebilir, kavga edebilir, çığlık atabilir, titreyebilir, ebeveyne daha yapışabilir, stresli ortamdan kaçmak için saklanabilir veya uzaklaşabilir. Bunlar, tehdit ve strese verdikleri tepkidir ve aslında kendilerini korumak için geliştirdikleri savunma mekanizmalarıdır.

Bu durumda, kaygılı çocuklara veya ergenlere “sakin ol” “ağlama” veya “kendini gel” demeniz işe yaramaz!

Bu durumda, çocuğunuzdan akıllı davranmasını, mantık yürütmesini beklemeniz ve duygularını ve davranışlarını değiştirmeye çalışmak için uğraşmanız istenilen sağlıklı sonuçları vermeyecektir. Çocukların kendi kaygılarından kaçınmak için geliştirdikleri bu davranışlar, bazen ebeveynleri tarafından cezalandırılabiliyor. Ancak çocuklar kaygıyla mücadele ederken onların mantıklı davranmalarını beklemek gerçekçi değildir. Çünkü bunu çoğu yetişkin dahi yapamamaktadır.

13 Çıkış Yolu

1. Nefes pratikleri yapın 

Çocuğunuzun yavaş ve derin diyafram nefesi almasını teşvik edin, bu vagus sinirini uyardığından korku anında büyüyen amigdalaları (beyinde korku, endişe, kaygı ve öfke duygularını kontrol eden bölge) küçülmeye başlayacaktır. Böylece, tehdit altında olmadıklarını anlamaya başlayacaklarıdır.

Küçük yaşlardaki çocuklar, ıslık çalarak, mum veya köpük baloncuklarını üfleyerek nefes pratiklerini uygulayabilir. Ayrıca, sakız çiğnemek ve birlikte şarkı mırıldanmak da vagus sinirini uyarmaya yardımcı olacaktır.

2. Duygularını adlandırmalarına yardım edin 

Onları üzen veya kaygılandıran durum hakkında hikaye anlatmalarına yardımcı olarak duygularının adını koymalarına yardımcı olabilirsiniz. Böylelikle, daha sonra yaşadıkları benzer durumlarda konuşarak deneyimlerini anlamlandırabilir ve duyguları ve davranışları üzerinde daha fazla kontrol sahibi hissedebilirler. 

3. Kendilerini keşfetmelerine izin verin

Bazı konularda kendi kendilerine karar vermelerini sağlayarak sorumluluk almalarına olanak tanıyın, bu onların kendi karakterini, seçimlerini, düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını tanımalarını sağlayacaktır. 

4.Gerçek olaylardan bahsedin

“Gününün en güzel kısmı nedir?” diye sorabilir ve onların duygularını, hayallerini ve ne ile mücadele ettiklerini anlamaya çalışabilirsiniz. Empati yapmanız onlara, “ben duyuluyorum ve anlaşılıyorum” hissini oluşturacaktır. 

5. Öfkelenmeyin

Çocukların kaygılarını belli ettiği bazı davranışları, öfkeyle ve cezayla yanıtlamamalısınız. Neler olduğunu öğrenmeye çalışın, anlattığı şeyleri dinlemek istemeniz ve duygularını anlamanız, ona burada olduğunuzu hissettirecektir.

6. Görev verin 

Belli sorumluluklar verin. Örneğin, odasını toplaması veya küçük ev işlerine yardım etmesi, çocukların odaklanmasına yardımcı olur.

7. Dikkati daraltabilir ve rahatlamalarını sağlayabilirsiniz

Ebeveynler, çocukların başka bir şey düşünmelerine veya farklı bir şeye bakmalarına yardımcı olabilir. Mesela, çocuklar nötr duygudayken, mutlu, rahat ve güvenli hissettiren bir yeri düşünmelerini isteyebilirsiniz. Burada ne gördüklerini, ne duyduklarını, herhangi bir tat ve koku var mı ve bedeni nasıl hissediyor diye sorabilirsiniz. Sonrasında, kaygılı olduklarında, bu rahat, mutlu ve güvenli yeri hayal etmelerini teşvik edebilirsiniz. 

8. Mizah kullanın

Komik fıkra, hikayeler veya bilmeceler üzerine konuşabilirsiniz, komik film izleyebilir ve komik oyunlar oynayabilirsiniz. Mizah, dikkatlerini dağıtabilir, kasları gevşetebilir, kaygıyı ve stresi önemli ölçüde azaltabilir. 

9. Birlikte kaygı planı yapın

Bu plan sayesinde, çocuk kaygıdan kaçmak yerine onu yönetebileceği konusunda kendine olan inancı artabilir. Örneğin, çocuk, sunum veya sınav öncesi kaygılanırsa sakız çiğneyebilir veya ortamdan uzaklaşıp çapraz yürüyüşler yapabilir veya adımlarıyla sekiz rakamı çizebilir. 

10. Bir ritüel oluşturun

Bir durum kaygılarını tetiklemeden önce, sırasında veya sonrasında uygulayacakları bir ritüel oluşturun Bu, çocuklara kontrol hissi verebilir ve böylelikle stresleri azalabilir. Örneğin, diş hekiminin muayenehanesinde, çocuk sevdiği oyuncaklarla oynayabilir, doktor odaya girdiğinde birlikte bu oyun üzerine komik şakalar yapabilir ve ebeveyn ile çocuk sonrasında birlikte güzel bir film izlemeye gidebilirler.

11. Kaygılarını değerlendirmelerini isteyin 

Kaygılarını 1’den 10’a kadar değerlendirecek olsalar ne kadar zor derdiler. Daha önce daha az veya fazla kaygılı olduğu durumlarla kıyaslayabilirler. Kaygılı hissetselerde yaptıkları aktiviteden keyif alabildiler mi diye düşünmelerini sağlayabilirsiniz. Böyle düşününce kendilerinde ne fark ediyorlar diye sorabilirsiniz. Bu, bir sonraki kaygılı durumlarda daha güçlü ve dayanıklı hissetmelerini sağlayabilir.

12. Bir uzmandan destek alın

Kaygının ciddileşmesini beklemeden, psikolojik destek alınması hem çocuk hem de ailesi için daha kısa sürede ve etkili sonuçlar oluşturabilir.

13. Ailedeki diğer bireylerde psikolojik destek alabilir

Ev içi krizler ve kavgalar, çocuğun daha da kaygılı hissetmesine sebep olabilir. Bu nedenle sadece çocuklar değil, ebeveynlerde terapiden yararlanabilirler.

Leave a Reply