Skip to main content

Genellikle çiftler, birbirlerine nasıl hissettikleri, neden böyle hissettikleri ve ne düşündükleri konusunda açıkça konuşamayabiliyorlar. Açık iletişim kuramamanın temelinde geçmiş travmalar, olumsuz biten ilişkiler veya güvensizlik yer alabilir. 

Partnerlerden biri, içine kapanık, birçok şeyi görmezden geliyor, içine atıyorsa veya susuyorsa, bir diğer partner onun ne düşündüğü ve ne hissettiğini bilmek için onu tartışmaya çekebilir. Çünkü tartışmalar sırasında kişiler en kızgın hallerini yaşadıkları için öfkeyle birlikte şu an ve/veya geçmişte hatırlanan olaylar, bu olayların kişilere ne hissettirdiği ve düşündürdüğü gibi doğru, net bilgiler, bu duyguların kontrol edilemediği anlarda hepsi gün yüzüne çıkabilir.

Her iki tarafta, birbirlerine kendilerini tartışmayla ifade edebildikleri için rahatlayabilir ve bu öğrenilen bu yöntem ilişkinin ilerleyen evrelerinde de sürdürülebilir. Ancak ilerleyen zamanlarda, anlaşmazlıklarda altta yatan bir sebep yokken çiftler birbirlerine kendilerini ifade etmeyi bu yolla öğrendikleri ve alıştıkları için iletişimlerine ve ilişkilerine bu şekilde devam edebilir.

Bir diğer yandan, çiftler görüşlerinin dinlenmediğini ve partneri tarafından değer verilmediğini hissetmesiyle birlikte duyulma arzularını, çeşitli konuları gündeme getirerek tartışmalar aracılığıyla ifade edebilirler. Duygularının ne kadar incindiğini göstermek ve ifade etmek için bunu partneriyle tartışmalar sırasında söyleyebilirler.

Tartışmalarda genellikle aşağıdaki yaklaşımlar görülebilir.

  • Problemi ifade etmek yerine, partnerin karakterine yönelik eleştiriler yapmak. 
  • Sözlü ya da vücut diliyle partneri aşağılama ve alay etme, bu karşı tarafı küçümsenmiş ve değersiz hissettirebilir. 
  • Kişinin kendini savunmaya odaklanarak haklı olma isteğiyle birlikte, geri adım atmaması, özür dilememesi ve hatasını kabul etmemesi çatışmaları çözmez hatta daha da büyütebilir.
  • Partner, eleştiriye ve aşağılamaya karşın duvar örebilir yani iletişime kendini kapatabilir veya o ortamdan uzaklaşabilir. 

Yoğun tartışmalar sırasında, yukarıda belirtilen durumlar söz konusu olduğunda, partnerler kendilerini iletişime kapatmak yerine ne hissettiğini belirterek “şu an çok öfkeliyim, sakinleştikten sonra konuşalım” diyebilmeleri gerekir. Bu verilen kısa arada, kitap okuma veya yürüyüşe çıkmak gibi sizleri rahatlatacak herhangi bir aktivite yapabilirsiniz. Hazır olduğunuzda konuşmanıza geri dönebilirsiniz.

Bu alışkanlık haline gelmiş, döngüsel olarak devam eden zayıf iletişim kurma şekli yerine partnerler tartışmalar dışında da ne hissettiği, neden böyle hissettiği ve ne düşündüğü konusunda anlık ve doğrudan iletişim kurabilmeyi denemelidirler. Bu yöntem de tekrar tekrar pratikte uygulandıkça alışkanlık haline gelebilir ve çiftler birbirleriyle açık ve samimi iletişim geliştirebilirler.